top of page

Mimari Yaratımın Özü


Semper Opera Binası - Gottfried Semper


Mimari mekâna verilen anlam, insan psikolojisinin bir yansımasıdır. Mekân anlayışı, tarihsel süreçle birlikte dönüşüme uğramaktadır.


Alman mimar, teorisyen ve sanat tarihçisi olan Gottfried Semper’in mimari yaratımın özüne yönelik dikkat çekici düşünceleri mevcuttur; Semper, sıradan bir yapı ile soylu bir yapı arasında bir bağ olmadığını ileri sürmektedir. Sanatsal yanı olmayan ilkel bir çatı konstrüksiyonu, mimari bir özellik barındırmamaktadır. Ancak mimarinin evrimi, modern binaların yanı sıra ilkel binaların tarihiyle de aynı derecede ilgilidir. İşin özüne bakıldığında, bir saray kompleksi ile çadır arasında ortak bir nokta yok mudur? Çadırlar, sağlam ve değerli malzemelerle inşa edilen kalıcı binalarla benzer bir çekirdek sistemine sahip değil midir? Bir binanın, ne kadar anıtsal olursa olsun, mimari bir sanat eseri olarak takdir edilmesinden ziyade, teknik açıdan mükemmel şekilde inşa edilmiş olması daha önemli değil midir? Belirli bir amaca uygun olarak kesilmiş taş, düzgün bir şekilde birleştirilmiş kiriş ve tonozlar mimari bir sanat eseri mi yaratır, yoksa insanın estetik düşüncesi anlaşılıp takdir edildiğinde mi mimari yapı anlam kazanır? Semper’in tezine göre; yapı ve malzeme ikinci derecede önem düzeyine indirgenerek estetik araçlar haline gelmektedir. Bir bina iskeletinin giydirilme sebebi, iskeletin sanatsal bir araç olarak sunulmasıdır.


Mimarlık, insan uygarlığının değerlerini korumaktadır. Semper ise, mimarlık tarihinin kapalı bina sistemleri ve kalıcı binaların inşasıyla sınırlandırılmasına şiddetle karşı çıkmaktadır. Antik dönem mimarisinin kültürel etkilerinin modern mimariye olan yansımalarını vurgulamaktadır. Peki Semper’in mimarlık ve sanat teorisindeki baskın düşünce yapısını genişletmemiz, bizi modern mimarlığının kısıtlayıcı önyargılarından kurtarabilecek midir?


Gottfried Semper



 
 
 

Comments


İletişim

  • Instagram
  • LinkedIn
BENİMLE İLETİŞİM KUR!

PR & YÖNETİM

Teşekkürler..

bottom of page